İnternetten gelen 8 hastalık! Bunlara dikkat edin!
Bildiğiniz üzere teknoloji günümüzde son derce gelişmiş durumda ve gelişmeye de hızla devam ediyor. Artık neredeyse elimiz ayağımız haline geldi. Bir yerde bulunduğumuzda, bir yere gittiğimizde ilk sorduğumuz sorulardan birisi "İnternet var mı?" sorusu oluyor.
İnternet bu kadar yaygın halde iken, bazı iyi yönleri bazı da kötü yönleri var tabi ki. Her güzel şeyin arkasında bir karamsarlık, kötülük olmak zorunda mı sanki. İnternet'ten ne gibi hastalık gelebilir ki? Diye düşünmeniz gayet normal. Baktığımızda soyut bir şey sonuçta bize nasıl bir etkisi olabilir ki?
Günümüzde İnternet'i en çok kimler kullanıyor biliyor musunuz? Aslında hepimiz biliyoruz. Ne yazık ki günümüzde İnternet'i en çok kullananlar çocuklar. Teknoloji hızla yayılmaya devam ettikçe, çocuklarında odak noktası oldu. Özellikle de tabletler, piyasaya çıktığından beri. Çocukların daha da çok dikkat noktası oldu.
Lafı fazla uzatmadan konumuza dönecek olursak eğer, İnternet'ten gelen hastalıklar nelermiş birlikte inceleyelim.
Az önce de söylediğimiz gibi çocuklar ve gençler diğer yaş kitlelerine oranla İnternet'te daha çok vakit geçiriyor. İnternet'i kullanmak için, aracı vasıtası olarak bilgisayarları, tabletleri, telefonları kullanıyorlar.
Vücut sistemi günden güne bu aracılara alışılmışlık gösteriyor. Ne yazık ki zamanla da bir bağımlılık haline geliyor. Ekran karşısında büyüyen çocukların hayal gücü inanılmaz derecede gelişme gösteriyor. Bu çok güzel bir şey fakat bu hayal gücünü eyleme geçirecek kendilerine güven, gelişmiyor.
Çocuklar kendilerine sadece ekran karşısında güveniyor. İnternet ortamında son derece hayal gücü geniş, kendine güvenen çocuklar, sosyal hayatta ise kendilerine güveni sağlayamıyorlar. Bu ciddi bir hastalıktır. Bir çok şeyde insanın kendine güveninin olmaması, onlarca başarısızlığa yol açabilmektedir.
Öz saygı doğduktan sonra kazanılan bir yetenektir. Kişinin kendine saygı duymasıdır. Fakat bu öz saygı ne kadar sonradan öğrenilse de, İnternet ortamında büyüyen bir bireyde yeterli olmamaktadır.
Bu bireyler aynı zamanda son derece kırılgan bir yapıya sahiplik etmektedirler. İnternet ortamında büyüyen akli dengesi, bilinci, mantığı yerinde olan bir birey, İnternet ortamında onu hiç bir şeyin üzemeyeceğini anlar. Hiç bir şeye üzülmeyen bir birey zamanla aslında kırılganlaşır. Sosyal hayatında gerçekler ile yüzleştiğinde, en küçük bir azar işittiğinde perişan olur. Bunun devamlılığında ise ruh sağlığı dengesizliği meydan gelir.
Bu bireyler, bir sonraki evrelerinde ise kuşkucu bir tavır sergiler. Üzülmemesi için her şeye dikkat etmeye, her şeyden şüphelenmeye başlar. Eğer bunun önüne geçilmezse bu kuşkuculuk tavrı zamanla paranoyaklığa dönüşür.
Depresyon denildiğinde genel olarak aklımıza gelen ilk şey bayanlar olur. Bayanlar erkeklere oranla daha fazla depresyona maruz kaldığı için aklımızda böyle bir yer etmiş olabilir. Fakat depresyon her cins bireyde görülmektedir. Yani aklımıza sadece bayanlar gelmemesi daha doğru olur.
Depresyon, çocuklarda, ergenlerde de görülen bir olaydır. Özellikle de İnternet ile vakit geçirerek zamanını harcayan bir birey, gittikçe depresif haller kazanmaya başlar. Yani kısacası bağımlılık meydana gelir. Yapılan araştırmalara göre ise;
Sosyal medya kullanımında;
İnternet bu kadar yaygın halde iken, bazı iyi yönleri bazı da kötü yönleri var tabi ki. Her güzel şeyin arkasında bir karamsarlık, kötülük olmak zorunda mı sanki. İnternet'ten ne gibi hastalık gelebilir ki? Diye düşünmeniz gayet normal. Baktığımızda soyut bir şey sonuçta bize nasıl bir etkisi olabilir ki?
Günümüzde İnternet'i en çok kimler kullanıyor biliyor musunuz? Aslında hepimiz biliyoruz. Ne yazık ki günümüzde İnternet'i en çok kullananlar çocuklar. Teknoloji hızla yayılmaya devam ettikçe, çocuklarında odak noktası oldu. Özellikle de tabletler, piyasaya çıktığından beri. Çocukların daha da çok dikkat noktası oldu.
Lafı fazla uzatmadan konumuza dönecek olursak eğer, İnternet'ten gelen hastalıklar nelermiş birlikte inceleyelim.
EKRAN KARŞISINDA BÜYÜYENLER DE GÜVEN YETERSİZLİĞİ
Az önce de söylediğimiz gibi çocuklar ve gençler diğer yaş kitlelerine oranla İnternet'te daha çok vakit geçiriyor. İnternet'i kullanmak için, aracı vasıtası olarak bilgisayarları, tabletleri, telefonları kullanıyorlar.
Vücut sistemi günden güne bu aracılara alışılmışlık gösteriyor. Ne yazık ki zamanla da bir bağımlılık haline geliyor. Ekran karşısında büyüyen çocukların hayal gücü inanılmaz derecede gelişme gösteriyor. Bu çok güzel bir şey fakat bu hayal gücünü eyleme geçirecek kendilerine güven, gelişmiyor.
Çocuklar kendilerine sadece ekran karşısında güveniyor. İnternet ortamında son derece hayal gücü geniş, kendine güvenen çocuklar, sosyal hayatta ise kendilerine güveni sağlayamıyorlar. Bu ciddi bir hastalıktır. Bir çok şeyde insanın kendine güveninin olmaması, onlarca başarısızlığa yol açabilmektedir.
OKUMANIZI TAVSİYE EDERİM:
ÖZ SAYGI YETERSİZLİĞİ, KIRILGANLIK, KUŞKUCULUK
Öz saygı doğduktan sonra kazanılan bir yetenektir. Kişinin kendine saygı duymasıdır. Fakat bu öz saygı ne kadar sonradan öğrenilse de, İnternet ortamında büyüyen bir bireyde yeterli olmamaktadır.
Bu bireyler aynı zamanda son derece kırılgan bir yapıya sahiplik etmektedirler. İnternet ortamında büyüyen akli dengesi, bilinci, mantığı yerinde olan bir birey, İnternet ortamında onu hiç bir şeyin üzemeyeceğini anlar. Hiç bir şeye üzülmeyen bir birey zamanla aslında kırılganlaşır. Sosyal hayatında gerçekler ile yüzleştiğinde, en küçük bir azar işittiğinde perişan olur. Bunun devamlılığında ise ruh sağlığı dengesizliği meydan gelir.
Bu bireyler, bir sonraki evrelerinde ise kuşkucu bir tavır sergiler. Üzülmemesi için her şeye dikkat etmeye, her şeyden şüphelenmeye başlar. Eğer bunun önüne geçilmezse bu kuşkuculuk tavrı zamanla paranoyaklığa dönüşür.
DEPRESYON TETİKLENMESİ
Depresyon denildiğinde genel olarak aklımıza gelen ilk şey bayanlar olur. Bayanlar erkeklere oranla daha fazla depresyona maruz kaldığı için aklımızda böyle bir yer etmiş olabilir. Fakat depresyon her cins bireyde görülmektedir. Yani aklımıza sadece bayanlar gelmemesi daha doğru olur.
Depresyon, çocuklarda, ergenlerde de görülen bir olaydır. Özellikle de İnternet ile vakit geçirerek zamanını harcayan bir birey, gittikçe depresif haller kazanmaya başlar. Yani kısacası bağımlılık meydana gelir. Yapılan araştırmalara göre ise;
Sosyal medya kullanımında;
- 1-2 Saat kullananların %14'ü
- 2-4 Saat kullananların %21'i
- 4-6 Saat kullananların %50'si
- 6 Saatten fazla kullananların ise %83'ü depresyona maruz kalmaktadır.
YEMEK YEME DENGESİZLİĞİ
Aslında bu çoğumuzda olan bir şeydir. Bilgisayar veya telefon başında gerek işten dolayı, gerek başka bir şeyden dolayı fazla vakit geçiririz. Aslında boş vaktimiz olduğu için sosyal medyada fazla vakit geçiririz.
Bu geçirdiğimiz vakitler esnasında, açlık hissederiz. Hazır bir şeyler isteriz, yemek yapmak ile uğraşmak istemeyiz veya bizi tok tutsun diye abur cubur yeriz. Bunlar aslında bizim yeme alışkanlığımızı, yani yemek yeme dengemizi bozmaktadır. Tabi bu düzensizlikte kan şekerimizin de düzensizliğine yol açmaktadır.
TEMİZLİK SORUNU
Özellikle bu olaya yetişkin bir bireyden ziyade daha çok küçük çocuklar ve ergen yaştaki çocuklarda görülmektedir. Hepimizin aslında aşina olduğu bir şey olan "Çevrim içi oyun" oldukça fazla dikkat çekmektedir.
İnternet üzerinden oynadığınız ve oyunda başkaları ile iletişim kurduğunuz oyunlar "Çevrim içi oyun" ya da "Online oyun" olarak adlandırılmaktadır. Başkaları ile kurulan bu iletişim çok az da olsa gerçek arkadaşlıklara, gerçek dostluklara dönüşebilmektedir. Bu durumun tam aksi olan bir durum ise çevrim içi olarak başkaları ile tanıştığınız kişilerin sizi kandırmasıdır.
Temizlik sorunu ise şöyle ortaya çıkıyor. İletişim kurulan kişiler ile iletişimin kopmaması için çocuklar banyo yapmayı es geçiyor. Bu da zamanla vücutta bakterilerin, mikropların üremesine ve sonuç olarak enfeksiyonel hastalıklara neden olmaktadır.
GELİŞİM SORUNU
Ekranlar karşısında vakit geçiren onlarca çocuk, genç, gelişmekte sorun göstermektedir. Sonuçta yaşantının devamı için hayata atılmalı, başarıyı elde edebilmeli. Eğitimini tamamlamalı, iş hayatına girmeli ve bir aile kurmalı.
Fakat bazıları için bu ciddi bir sorun değildir. Sebebi ise gerçekliği göremiyor olmalarıdır. Gerçek yaşantıyı görmeyen bireyler, akranlarına oranla daha az gelişim göstermektedir. Gerek vücut açısından, gerek beyin, gerek sosyallik açısından bir çok şeyden geri kalmaktadırlar. Eskiden teknoloji bu kadar yaygın değil iken annelerimiz bizi sokaktan eve sokmakta zorluk yaşarlardı. Şimdilerde ise anneler çocuklarının bilgisayar başından kalkıp sokakta oynamasında zorluk yaşıyor.
Bilgisayar, tablet, telefon başında yoğun vakit geçiren bireylerde sıkça görülen sorunlardan birisi ise hareketsizliktir. Doktorlar hareketsiz kalan vücudun 2 saat de bir esnetilmesini, harekete maruz kalmasını tavsiye etmektedir. Bu yüzden hareketsiz kalmamaya özen göstermenizi tavsiye ederim.
DENGESİZ UYKU
Bazı bireyler gerek oyunlardan dolayı, gerek gece izlenen filmlerin zevkinden dolayı, sabaha kadar uyanık kalmakta ve sabaha karşı uyumaktadır. Uyanma saati ise epey bir geç olmaktadır. Bu döngü böyle devam ettikçe bireyin gecesi gündüzü belirsizleşmektedir.
GÖZ SAĞLIĞI BOZUKLUĞU
İnternet ile büyüyen bireylerin gözleri, ekranlarda ki mavi ışığa maruz kaldığı için zamanla görme yetisinde bozukluklar meydana gelmektedir. Bu da bireyin ilerleyen yaşlarda gözlük kullanmasına, ameliyat olmasına neden olmaktadır.
HER ŞEYİN BAŞI SAĞLIK,
HERKESE SAĞLIKLI GÜNLER DİLERİM.
İnternetten gelen 8 hastalık! Bunlara dikkat edin!
Reviewed by Mehmetcan Sarıkaya
on
Mayıs 14, 2018
Rating:

Post a Comment