Paradigma nedir ? Paradigma değişimi nedir ? Hiç duydunuz mu ?

Bilimsel ve toplumsal alanda elde edilen tüm devrimlerin başlangıcı aynıdır; geleneklerden, alışılagelmiş düşünce kalıplarından, eskiyle olan sorgulanmamış tüm bağlardan koparılmış bir düşünme biçimiyle başlar.


Yeni bir fikrin ve içinde değişime olan inancın varsa, öğrenmen gereken bir konu daha var; her zaman seni törpülemeyi deneyen, bulunduğun yerde kalmanı isteyen insanlar olacak, buna hazır mısın? Bazen bir arkadaş, bazen bir aile üyesi olur; yanlış düşündüğünü iddia ederek başlar söze, “hayatla ilgili yanıldığın” konusunda seni ikna etmeye çalışır. “Hayat sandığın gibi parlak değil” der, “hayat akıcı ve adım adım değil” der, “koşma düşersin” der, “konuşma sustururlar”  der, “düşünme çünkü bir şey değişmez” der, “farklı yapmayı deneme farklı olana hiç ihtiyaç yok” der, “fazlasını isteme bulamazsın” der, “beni taklit et” der, “ben herkesten iyi bir örneğim” der… Aslında demek istediği “ben hep yanıldım, çok düştüm, kabul edilmedim, yeni bir şey üretemedim, hep ezildim, hayatın hep tekrarlardan oluştuğunu sanıyorum, başarı duygusunu hiç tatmadığım için sana bunu anlatamam ve ben yapamadığım için senin de başarısız olmanı istiyorum, ben hep kalıplara uydum, sende uy. Ben çok bekledim, sende bekle.”
Berrak olan hiçbir zihin bu saçmalıkları kabul etmeyecektir. Yaşam deneyimi, yaş ile ölçülen bir şey değildir, onun ölçütü yaşanılan duyguların çeşitliliğidir. Kaynağı inanç ve derin bir sevgidir. Yaşam karmaşık ve anlaşılmaz değildir, korkak akılların dinlenilmesi sonucu böyle bir his kaplar sadece, bu his gerçek değildir.
Hayat karşısında özel bir amaca sahip olan insanlar ancak gerçek bir yaşam sürdürürler. Amaçları için çalışmak ve sabretmek onlar için ibadet olur.

Yıllar sonra geriye dönüp baktığımda başardıklarımı düşündükçe hissedeceğim mutluluğu ve huzuru hayal edip çalışmaya devam ediyorum. Sonuç olarak, en büyük motivasyon kaynağı kendimiz değil miyiz?